Tuesday, June 4, 2013

Ruhum kıpır kıpır..Biraz çapulcuyum biraz da marjinal..


Bugün bir miktar çapulcu, oldukça marjinal bir ruh hali ile kalktım yataktan..Keyifliyim ve hatta bir delilik yapıp günün ilerleyen saatlerinde bir twitter hesabı açıp baş belası bile olabilirim...Bayağı bir avareyim de, ne iş yaparsam yapayım ara ara facebook'a girip bana umut veren, gülümseten mesajları paylaşıp provakatörlük yapmaktan geri kalmıyorum....Televizyonda Halk Tv açık...Orada horbit'çi Ufuk Bey ve artık Türkiye'nin en meşhur kıllarına sahip Yunus Bey ve tüy dökücü kremleri çıkınca Eurosport'a dönüp Roland Garros'dan tenis maçlarına göz atıyorum..Onlara da bir gönül borcum var..Hafta sonu tüm haber kanalları bambaşka bir dünyada yaşarken, hem tenis maçı anlatıp, hemde o anda Gezi parkında olanları an be an anlatarak bambaşka bir spor spikerliği örneği sergilediler....

Ruhumun kanayan yönleri yok mu?? Hem de nasıl..Ölüm haberleri geliyor...Yitip giden o gencecik fidanlara isyan eden ruhumu, ruhlarına dua ederek yatıştırmaya çalışıyorum...

Ama her şeyden önemlisi hayalperestim...Hayaller kuruyorum renk renk....Akşam saatlerinde ise bir kadeh buz gibi beyaz şarabımı alıp, Akdeniz'in şıpır şıpır dalgalarına, karşımdaki okalüptüs ağaçlarının fısıltılarına  karşı alkolik takılıyorum..Kendi küçük dünyamda  yaşayıp gidiyorum işte....

Bu arada sevgili blog komşularım..İlk günlerin şaşkınlığı ile bende hiç bir şey yazamadım yazmak istemedim ama yazalım, paylaşalım..Tabiki şimdi moda zamanı değil, makyaj zamanı değil, evimi böyle düzenledim, şöyle boyadım böyle dekopaj yaptım zaten ruhlarımız istemiyor..Ama benim en büyük hayal kırıklığım basın gibi davranarak ekranlarınızı karartmayın...Şarkılar paylaşın, şiirler yazın, renk renk çiçekler böcekler, gülümseyen bebekler, muzur kediler yayınlayın..Desek mesajları yazın, karşıysanız onuda yazın ama yazın paylaşın...Ben kendi adıma mümkün olduğunca sık post yayınlamaya çalışacağım..Şimdide müsadenizle biraz yabancı ajanlık yapıp, İngilizce yazayım...

Ayrıca Türkiye'deki olayları paylaştığı yazısından dolayı buradan Yunanistan'daki blog komşum Ariadne'ye kocaman bir selam ve sevgilerimi yolluyorum..


My dear English speking friends, the civil unrest started during the weekend still continues in Turkey....Millions of ordinary people are simply asking their basic democratic rights..However prime minister of this country labels these people as extremists, marginals, drunks, looters and bums and I am proud to be one of them.....and here is a joke to give you a bit of smile...

According to our prime minister you are a hopeless drunk if you ever touch alcohol...However if you voted for his party and like to drink you are not...The think is this is not a joke and he said it on a TV interview yesterday...

Also I am sending a big and warm hello and thanks to my blogger friend  Ariadne from Greece for her supporting post..


9 comments:

  1. Ne güzel yazmışsınız.Ben de aynı ruh halindeyim. Ben de fırsat buldukça yazacağım.
    Umutsuzluk , yılgınlık ,bezginlik ,karamsarlık göstermeyeceğim.
    Sevgiler.

    ReplyDelete
  2. Dear friend,
    I wonder when and how all this will end. Some want Turkey to go back in time and also Greece and we should not let them!AriadnefromGreece!

    ReplyDelete
  3. hastaydım,öyle bir kıpırdadım ki ......ilham geldi ,yazmaya başladım .....ama yemek değil ,şimdi değil.......

    ReplyDelete
  4. Kalemine sağlık!
    Ben de aynı düşüncedeyim yazıyorum hem de ruhumu tedavi eden şeyleri yazıyorum.
    Nazım'dan A.Arif'den M,Emin Yurdakul'dan dizeler yayınlıyorum.Ne yapayım benim kendimi ifade ediş biçimim de bu...
    Yazın sevgili Ayşegül ,sizin ruhunuza iyi gelen ne varsa yazın. Sizi ve kuyruklu dostları çok öptüm!

    ReplyDelete
  5. Following the situation and developments closely...
    All my best wishes to your people. Hugs!

    ReplyDelete
  6. Ayşegül selam,
    Olaylar bu hale gelmeden önce "Oksijen Maskesi" diye bir yazı yazmıştım ama sonrasında olaylar o kadar çirkin bir hale büründü ki, yazasım yok, yemek yapasım, spor yapasım, film izleyesim hatta müzik dinleyesim bile yok..rutindeki hiçbirşeyi yapmıyorum şu ara..
    Bir önceki gün yazmayı istedim ama hala sinirli olduğumu farkettim, birilerini kırmak, gücendirmek istemediğim için sakinleşene kadar çenemi tutmayı yeğledim, zira şu an yaratılacak herhangi bir gerginlik istediğim son şey..olaylar karşısında verilen kimi tepkilere bakıyorum, cahilce olanlar da çokça, bu beni incitiyor, kırıyor..o yüzden kendime gelene dek susmak en iyisi..ama sonrasında önce neler beklediğimi, neler düşündüğümü yazacağım, ardından hayatımızı pozitif kılacak paylaşımlara devam edeceğim..
    bu arada arkadaşlarımın Miraç Kandili'ni tüm kalbimle kutlarım..
    sevgiler

    ReplyDelete
  7. O kadar serseriyim ki bir haftadır..İnternetin başında neredeyse sabahladım.Sevdiğim kişilerle sohpete dalıp zamanı unuttuğum anlardan başka sabahladığımı hatırlamıyorum...Öyle ki çocuğumu okula götürmeyi bile unuttum haberlere dalmışken ilk 2 ders çoktan kaçmış ve ben onu bile farkedememişim....İstemeden de olsa başka derdim,zevkim hazzım yok şu an......
    tencere tava olayında aynı durumu yaşadık.Replik aynen şuydu ''canım ya!kim duyacak,kim görecek ki burda...''
    Sevgilerimle,
    İjlal...

    ReplyDelete
  8. BUNCA KİŞİ AYNI RUH HALİNİ VE AYNI DUYGULARI YAŞIYORUZ, AYNI ÇARESİZLİK İÇİNDE KANALLARI, İNTERNETİ DOLANIYORUZ. BİR HABERCİK, BİR IŞIK, BİR DEĞİŞİKLİK OLSUN DİYE BEKLİYORUZ AMA OLAN SADECE DAHA FAZLA DEVLET ŞİDDETİ, DAHA FAZLA BASKI, DAHA FAZLA GÖZDAĞI... SEVGİLER... RUKEN...

    ReplyDelete